Her oluş bir olmayışa, ve her bir olmayış başka oluşlara gebedir. Bildiğin, her zaman bilmediklerinden azdır.

Günün birinde Çinli bir çiftçi ahırının kapısını açık bularak biricik atının yok olduğunu gördü. Onun bu kaybını haber alan dostları az sonra onu teselliye geldiler. "Ah, senin için ne felaket" diye sızlandılar. Ama filozof ruhlu olan Çinli: "Belli olmaz. Belki de böylesi daha hayırlıdır" dedi. Ertesi gün, kaybolan at, peşi sıra bir kısrak olduğu halde çıkageldi. Çinlinin dostları bu sefer "Bu ne kısmet! Şimdi iki ata sahipsin" diye ona imrendiler. Ama Çinli sadece "Belli olmaz. Belki hiç de hayırlı değildir" dedi. Ertesi gün kısrağa binen Çinlinin oğlu düşerek bacağını kırdı. Çinlinin dostları gene: "Ah ne felaket" diye sızlanmaya başladılar. Çinli hiç istifini bozmadı. "Belli olmaz, belki böylesi daha hayırlıdır" dedi. Bir gün sonra, Çin'in o bölgesinde savaş patladı. Köyün bütün delikanlıları askere alındılar ve çok geçmeden cephede öldüler. Köyde delikanlı olarak çiftçinin kırık bacaklı savaşa gitmeyen oğlu kaldı. O daha uzun yıllar sükûn içinde yaşayarak dedelerinin tarlalarını ekti.

Doğdum. 1976 yılı. Babamın bir ayağı Belçika'da o zaman. Türkiye'den 60'lı yıllarda çalışmaya giden işçi gruplar arasında. Yaşadığı maden kazası sonrası dönüş yapıyor ve evleniyor, ben doğuyorum. Ama bir ayağı hala orada, evrak işleri şu bu başka nedenler belki de. Annem de çalışıyor. Mısırlı firmasının gözde üretim şeflerinden ve sendika temsilcisi. Ben doğduktan sonra ilk dört yıl teyzemde büyüdüm. İstanbul'un yükselen kenar mahallerinden birinde. Kömür ticareti, sabah erken kalkan benden çok büyük kuzenlerim. Aklım ermese de o zamanlar, etrafımda hemen herkes kömür ile ilgili bir şeylerin ucundan tutmuş o zamanlar.

Darbe oldu, olmuş yani 1980'de çok şuurla hatırladığım günler değil. O yıl teyzemin yanından annem ve babamın evine, Kadıköy'e geldim. İyi bir semt, iyi bir okul, iyi ilişkiler ama sosyal anksiyete yüklü bir çocukluk. 7 yıllık bir Anadolu Lisesi, içe dönük, saygılı ve sadece sıkıldığı onca şeyden derslerine sığınıp iyi bir öğrenci olmakla geçen yıllar. 1987 yılında başladığım Üsküdar Anadolu Lisesi, 1994 yılında bitti ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi IIBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde öğrenim hayatıma devam ettim.

O yıllar içerisinde Ankara ve siyasi atmosfer oldukça da çalkantılıydı. ODTÜ'de derin cepheleşmeler herşeye rağmen pek yaşanmadı. 3.sınıfa başlarken babamla keskin bir yol ayrımı yaşadım. Onay vermediği ve beni zorlayan bir nişanlılık süreci yaşadım. Derken annem ciddi ve seri rahatsızlıklar geçirdi. Nişanlılığım uzun sürmedi. Annemin hastalığı ağırlaştı gittikçe. Okulu son sınıfta bırakıp İstanbul'a döndüm. 1999 yılında büyük bir deprem oldu, fakat ailem ve akrabalarımdan kimseye bir şey olmadı. O bir yıl seyahat acentası, özel matematik dersleri gibi uğraşlarla zamanı geçirdim

2000 yılının temmuz ayında, yaz aylarımı geçirip biraz para kazanmak için girdiğim Ibrahim Paşa Oteli'nde 6 yıla yakın bir süredevam edecek gece resepsiyonistliği görevime başladım. Otelin üst kalite konuk profili ve mekanın nitelikli kurgusu insan iletişimimi ve analitik düşünme becerilerimi güçlendirdi. Çalıştığım süre zarfında pekçok iş teklifi ve davet aldım ancak işimi sevdiğim için atılımda bulunmadım

2002 yılında yine sadece askerliğimi kısa döneme indirgeme ihtiyacımdan dolayı Kadir Has Üniversitesi İİBF Turizm İşletmeciliği bölümünü tam bursla kazandım ve dört yıllık bölümü 3 yıl gibi kısa bir sürede bitirip bir yandan da İbrahim Paşa Oteli'ndeki görevime devam ettim. 2007 yılında aynı otelde müdürlük görevine getirildim. 2008 yılında askerliğimi Eskişehir'de beş ay sürede tamamlayarak kısa bir ara verdiğim müdürlük görevime 2016 yılının sonuna kadar devam ettim.

Oteldeki görevim sürerken 2013 yılında, Çanakkale ili Gelibolu ve Eceabat ilçe sınırlarında toplamda 12 hektarı bulan alanda, sarımsak ve kavun üretimi yapmak üzere araziler kiralayarak hayatımın gidişinde pastoral bir değişim hedefledim. En üst sınırlarımda bir girişimdi ve çiftçinin alıştığı konvansiyonel alışkanlıkların dışında bir hamleydi. Açık tarım olması nedeniyle iklimsel koşulların kırılganlığına bağlı bir işti ve bu anlamda işler hiç iyi gitmedi. Yılı büyük bir zararla kapadım. Sonraki yıllara sirayet edecek sıkıntılı günlerimin başlangıcı bu iş oldu.

2016 yılının sonunda Birlik Geri Dönüşüm firması ile Hollanda Putten'de bulunan Molpoly firmasına bir ziyaret düzenledik. Sonrasında oteldeki görevimden ayrılarak Birlik Geri Dönüşüm Ltd ile çalışmaya başladım. Molpoly; BASF, Total, Dow, Ineos gibi sayısız önemli petrokimya tesisinden güçlü ilişkileri ve güvenilir ticari kimliği ile çok büyük miktarlarda ürün alan, ayrıca atık vasfında kabul edilebilecek petrokimya ürünlerini de kontratlı olarak alan ve pazarlayan bir firma. Biz polystrene atık ürünlerine talip olduk ve firma 3 yıl boyunca alımlarına devam etti.İlk yılında ben koordinasyonu yürüttüm. Zaman zaman başka firmalarla da görüşmeler yaparak alım yaptığımız hacmi genişletmeye çalıştık. Bu görüşmeler için Yunanistan, Bulgaristan, Hollanda, Almanya, Belçika, İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerde bulundum. Polystrene, yalıtım malzemesi XPS levha üretimi için ara girdidir. Üretim sürecinde kullanılan geri dönüşüm malzeme, ürün maliyetlerinde düşüş yaptığı için ve satışlarının tonajlı olması nedeniyle de sürümlü ve kazançlı bir işti. Ne kadar çok hurda plastik bulursanız, o kadar çok geri dönüşüm granül üretir ve zaten hazırda bekleyen yalıtım firmalarına o kadar çok satış yaparsınız. En azından o yıllarda pazar yapısı böyleydi. O yıllarda Çin'in Avrupa'nın çöplüğünü satın alması önünde Çin hükümetinin artık yasak getirmesiyle birlikte ülkemiz de gözde pazar haline gelmişti. Geri Dönüşüm firmaları tabii yurdum firması hepsi, küçük çaplı önemli bölümü, Avrupa'da yaşayan eşiyle dostuyla temaslarıyla ilk alımlarına girdiler. Bulunan kaynaklar, onların saklanması, piyasa dedikoduları, bir diğerinin çöpüne çengel atma hamleleri vs aldı yürüdü. Avrupa atık toplama firmaları büyük servetlere ulaştılar. O dönemde sektörel anlamda gözlemlerim oldu.

2018 yılında Birlik Geri Dönüşüm firmasından ayrılarak Poly-Tech Polymer Ltd firmasını kurdum. Kayıtlı olmayan sözlü ortağım vardı. Büyük bir teknik polimer firmasının tecrübeli satışçılarından biriydi. Aslında büyük ve gölge ortak hatta firmanın sahibi denecek kişi oydu ancak ben sadece onu saklayan ismimi antetlerin üstüne koydum. İşi o kurdu ve biçimlendirdi. Aynı yıl ben, Miami'den hatırı sayılır bir polystrene kaynağı buldum ama kaynak şüpheliydi benim için. Ortağımın orada yaşayan yeğeni kanalıyla ürünü, satıcıyı ve yüklemeyi teyit ettirmek istedim. Fakat ortağımın bu konuda kaydadeğer katkısı olmadığı gibi bu alımın bir dolandırılmayla sonuçlanması önüne de geçemedik. Ambarlı gümrüğüne 2 konteyner dolusu gelen paçavra giysiydi konteyner içeriği üstelik bilinen markaların logoları basılı paçavralar.Düşünsenize bir ürün alıyorsunuz, dolandırıldık of diyip kapanacak konu aylar süren karın ağrısına dönüşüyor içindeki imha edilmesi gereken yığıntılarla ve gümrükte bekliyor. Konteyner içeriğinin değerine kadar da gümrükte maliyet çıkıyor ve başka cezalarla burun buruna kalma tehlikesiyle karşı karşıya uyanıyorsunuz günlerce.

O günlerde babam vefat etti. Ondan kalan miras payım da bu iş nedeniyle mahkemelik oldu. Süreç halen devam ediyor. 2018 yılının sonunda Gebze'de büyükçe bir depo tuttuk ve 2019 yılında aynı ortakla pekçok iş yaptık, üçüncü güçlü bir ortakla sermaye yapımızı da az güçlendirmek bu konuda faydalı oldu. Ancak karı yüksek birim bazlı işlere rağmen satış sürekliliğinin düşük olması nedeniyle beklenen karlılığı sağlayamadık. İşletme ve muhasebe geri planı olmayan bir ortağın, iletişim sıkıntıları yarattığı bir gerçek. Operasyonel her faaliyetin arkasında bir işletme süreci ve hesap dizini vardır. Ortağımla farkımızı zaman içinde keşfettim, o bunu keyif ve kişisel tatmin için yaparken ben hayatta kalmak için yapıyordum. Anlamadığı bir sürü hesabı anlatmakla ve suratındaki keyifsizliği görmek de insanılmaz baskı yaratıyordu üzerimde. Ortaklığımı sonlandırdım 2020 yılının yazında.

Aynı yılın sonunda iki farklı ortakla Kayseri'de bir geri dönüşüm fabrikası açtık PolyTech Polymer adı altında. Ancak çeşitli sebeplerden yürümedi. Herşey kusursuz bile olmuş olsaydı, bir yıl içinde Çevre Bakanlığı'nın şimdi son derece olumlu olduğunu düşündüğüm atık ithalatlarına ilişkin düzenlediği tebliğ ile fabrika kuruluş amacını kaybettiği için kapanacaktı. Anılarıma alaturka bir fabrikatörlük (!) de eklenmiş oldu bir şekilde.

2021 ve 2023 arasında iki yıl, eski dostum ve beraber yıllarca çalıştığım arkadaşımın kurduğu Mavirem Hotel'de otelin kuruluş yıllarında organizasyonun kurulumunda bulundum. Şu anda herşey çok güzel işliyor. Basit ve onca yorucu işten sonra, rehabilitsyon gibi geçen 2 yıldan sonra artık tekrar işlerime kaldığım yerden devam ediyor olacağım.